Çimen Akgün

Öncelikle bana sayınızda yer verdiğiniz için çok teşekkür ederim. İsmim Çimen Akgün. 1985 İzmir/Ödemiş doğumluyum. Evet yaşımı göstermediğim doğrudur, minyon olmanın ve sağlıklı beslenmenin getirisi. Oyuncuyum. Haliç Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü Yüksek Lisans mezunuyum. Öncesinde okuduğum Siyaset Bilimi (Kamu Yönetimi) lisansımı ve Adli Tıp Yüksek lisansımı saymazsak tabii. Genelde oyuncuyum dediğimde insanlar tiyatro mu yoksa dizi mi diye soruyorlar. Aslında cevap tek; oyuncuyum. Tiyatro, dizi, reklam, sinema hepsi severek ve tutku ile yaptığım mesleğimin gereği. Klişe olacak ama tabii ki tiyatronun yeri bambaşka. Oradaki tutku, heyecan, enerji ve kimya çok ama çok öte bir kavram. Ustalarımın dediği gibi orası er meydanı. Ustalarım demişken hayatımda önemli yeri olan kıymetli ustam merhum Rasim Öztekin’in anmadan geçemeyeceğim. Konservatuvarın son döneminde fox TV de görevimiz komedi adlı oyunculuk yarışmasında Rasim Öztekin’in takımında yer alarak finale kadar gitmiştim. Finalde takım olarak kazanamadık belki ama ben o yarışmada çok şey kazandım. Ustam Rasim Öztekin ile yarışma boyunca çalışma fırsatının yanı sıra sonrasında da çok desteğini gördüm diyebilirim. Onun tiyatro ve oyunculuk üzerine önem verdiği disiplin ve prensipleri aklıma ve kalbime kazınmış halde. Ruhu şad olsun. Birçok usta isimle tiyatroda çalışma fırsatı elde ettim öğrenciliğimde de sonrasında da. Özellikle Kedi Sahne Sanatları ve kıymetli Hakan Altıner Hocamın bunda payı yadsınamaz tabii ki.
Oyunculuk benim mesleğimden öte bir hal almış diyebilirim. Ama maalesef sektörümüz bu anlamda tiyatro açısından her türlü zorluğu ekonomik ve sahne desteği anlamında taşırken, artık gelir kapısı olarak gördüğümüz televizyon işlerinde de bu zorluklar olmaya başladı. Televizyon işlerinde sürekli aynı kişileri görmek gerçekten önümüzü kesen bir durum. Birçok yetenek sırada beklerken, sebepleri herkesin malum olan durumlardan ötürü benzer isimler ekranda. Doymadılar sanırım kazanmaya ya da işlerinin son bulup tekrar tekrar yeni işlerde yer almaya. Kimsenin rızkını kimse yiyemez evet ama engellemek ya da zorlaştırmak çok acı. Belli menajerlerin ve cast direktörlerinin oyuncularının sürekli olarak TV işlerinde yer alması benim gibi görüşmeye giden, maddi ve manevi zaman harcayan, o rol için audition verip umutlanan birçok oyuncu arkadaşımı zor duruma sokuyor. Bir nevi boşa gidiyor ve o işlerde boşuna emek ve zaman harcıyoruz audition vermek için. Hepsi umut taciri. Bu kanayan yaranın son bulmasını ve bu çarkın noktalanmasını umut ediyorum. Meslektaşım Onur Büyüktopçu’ da geçenlerde benzer şeyler söylemişti. Birçok usta isim, sinema emekçisi, tiyatrocu da benzer açıklamalarda bulunuyor her sene neredeyse. Fakat bu çarkın dişlisi ne zaman kırılacak bilemiyorum, sadece umut ediyorum.
Bu kadar dert yandım birazda kendimden bahsedeyim isterseniz. Oyunculuk dışında eğitmenlik ve dans kariyerim de var. Tiyatro, müzikal, drama, dans eğitmenliği yapıyorum. Akademik anlamda da ilerleme hedefindeyim ve tiyatro alanında doktoramı tamamlayarak eğitmenliğimi ve mesleğime olan tutkumu akademik alana taşımak istiyorum.
Beden ve ruh gelişimin oyunculuğu beslediğine inan biri olarak yer aldığım tüm projelerde eğitmen yanımı da kullanıyor ve o şekilde karakterime hazırlanıyorum. Bugüne kadar yer aldığım tüm televizyon işlerinde beni en çok mutlu eden ‘Vatanım Sensin’ projesinde farklı bir karakter ve aksan ile yer almaktı. Bu güzel bir deneyim oldu benim için. Güzel işlerde, güzel ve farklı karakterlerle yer almak mesleğimizin en iyi yanı. En çok etkileyen ise ‘Alija’ dizisi idi. Saraybosna’ da çekimini gerçekleştirdiğimiz bir mini dizi serisi idi. TRT güzel bir yapıma imza attı. Savaşın izlerinin olduğu mekanlarda yaşamış bir karakteri canlandırmak beni o atmosfer içinde çok etkiledi diyebilirim. Bambaşka bir deneyimdi.
Ama genelde insanlar beni Kalp Atışı dizisinden tanıyorlar. Konuk oyuncu olarak bir bölüm dahil olduğum projede ilginç bir vakanın kahramanıydım. Özellikle genç nesil o diziyi fan olarak takip ettikleri için, bu projeden dolayı tanınıyor olmam sanırım doğal. Güzel bir projeydi tabii ki. Her bir projede müthiş bir emek var bunu yadsıyamam. Hepsine minnettarım bana kattıkları için. Daha konuşulacak çok şey var belki ama onlarda farklı röportajlara ve mecralara kalsın. Tekrar çok teşekkür ederim, keyifli bir anlatım oldu benim için Sense Dergisi.

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL