SOKAĞIN DİLİ

Sevgili okurlarım öncelikle merhabalar,

Ben Savaş Karan. Konuş TV’nin kurucusu olarak bugün ki ‘Sokağın Dili’ adlı köşe yazımda sizlerle beraberim.

Uzun yıllardır sokak röportajı yapmaktayım. Sokak röportajı yapmanın eğlenceli tarafı olduğu kadar büyük sorumluluk taşıdığını da söylemeden geçemeyeceğim.  Bir yayıncı olarak homojen bir sosyolojiye sahip mekânlar yerine farklı sınıf, kimlik ve siyasi aidiyetlere sahip bireylerin geçiş noktası olan kamusal alanlarda yapmak en doğru tercihtir. Bununla birlikte, bu söyleşilerin anketler ya da akademik çalışmalar gibi temsili bir niteliğe sahip olmadığının farkında olmak gerekiyor. Fakat sokak röportajları yine de, toplumsal olayların farklı tipte bireylerin gündelik hayatlarına nasıl yansıdığına, kamuoyunda nasıl tartışıldığına dair bir izlenim veriyor.

Bu özelliği onu renkli bir haber içeriği hâline getiriyor. Bu nokta da bir fark yaratarak tabiri caizse halka ayna tutmaya ve yine de halkın düşüncelerini yine halka sunuyoruz.  Bir medya kuruluşunun “sıradan” kişilere mikrofon uzatarak seslerini duyurması, o kişilerde bir aidiyet duygusu oluşmasına da yol açıyor. Sokak röportajlarının bu kadar sevilmesinin arkasında yatan sebeplerden biri de bu aslında.

Sokak röportajları sırasında vatandaşlara yanlış bilgilendirme toplumsal ötekileştirmeye neden olabilmektedir. Bundan dolayı röportajları hem bulunduğu çevreye hem de vatandaşlara hakim olması ve doğru yönlendirmesi gerekmektedir.

Röportaj sırasında başıma gelen en ilginç olaylardan bir tanesini bu yazım da sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir ilçe de yaptığım sokak röportajı sırasında ismini dahi bilmediğim bir vatandaş etrafımda oluşan kalabalığın arasından bana doğru yönelip, cebinden çıkardığı bıçak ile bana saldırması olmuştu. Ama o sırada sivil güvenlik güçleri tarafından o kişinin bana saldırması engellenmişti.

Zaman zaman bu tür olayları sözlü ve fiziksel saldırıları maalesef ki yaşamaktayız.

Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle kalın sağlıcakla…

Savaş Karan